Mekanlarınızda bir tabancayı muhafaza etmek (Silah kültürü yazı dizisi-Makale 2)

Silahlar ile ilgili genel sohbet bölümü. Yardım istekleri ve bilgi paylaşımı.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
zodiac
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 32
Kayıt: 14 Ağu 2024, 21:38
Konum: istanbul
İletişim:

Mekanlarınızda bir tabancayı muhafaza etmek (Silah kültürü yazı dizisi-Makale 2)

Mesaj gönderen zodiac »

Bu Makale silahsalsat.com blog makalesidir. Yazının orijinalini aşağıdaki linkten görebilirsiniz.
https://silahalsat.com/entry/2-mekanlar ... alsat-blog


-----------
Bir tabancayı muhafaza etmek ve taşımak

Yeni yada ikinci el bir tabanca edindiniz, evinizde yada işyerinizde nasıl muhafaza etmelisiniz? İşin kuralı nedir ve bu konudaki geçerli kanunlar nelerdir.? Tabancanızı nasıl taşımalısınız?

Bu yazı dizisi, yukarıdaki sorulara olabildiğince cevap vermeye çalışacak.

Öncelikle, edindiğiniz tabancanıza, ailenizden, yakınlarınızdan biri gibi bakmamalısınız. Bir silah kimin elinde duruyorsa, her zaman ona hizmet eder. Bu yüzden ortalarda, herkesin kolaylıkla erişebileceği yerlerde muhafaza etmemelisiniz.

Bulundurma ruhsatlı bir tabancayı, evde ve işyerinde nasıl muhafaza etmeniz gerektiği kanunlar genel hatlarıyla belirlemiştir. Ancak ülkemizde bu kurallara yüzde 95 oranında kimse uymaz. Hatta bu işi denetleme görevi olan görevliler dahi bu görevlerini maalesef yapmaz. (İstisnalar kaideyi (gerçeği) maalesef bozmuyor)

O halde, çoğunluğa bakıp yanlışı sürdürmek, kendiniz ve yakınlarınız için ciddi bir tehlikedir. Silah adabının kuralları, trafik kurallarına uymak gibidir. Küçük bir hatanızda, ikisinin de kesinlikle geri dönüşü olmayacak kötü bir sonuca yol açması kaçınılmazdır. Eğer kendinize, ömrünüzün geri kalanında her dakika lanet okumak istemiyorsanız, lütfen trafik kurallarına uyduğunuz gibi, silah sahibi olmanın sorumluluğunu bilin ve kurallara istisnasız uyun.

Bir Not: Eğer büyük bir şehirde yaşıyorsanız, şehir içlerinde ve çevrelerindeki trafik kaosuna her gün şahit oluyorsunuz demektir. Araçlar neredeyse santim santim ilerler. Bu durumun en büyük sebebi ülkede yol olmaması değildir.

Asıl sebep, sürücülerin kurallara uymamasıdır.

Dışarıdan ülkeye ilk kez gelen bir yabancı, bir bakışta ülkenin medeni ve demografik yapısını trafikte görebilir. Birbirlerine saygısı olmayan, eğitim verilmiş olsa dahi kuralları tanımayan ve kendi kurallarını koymayı kendine hak gören, sebepsiz yere yüksek ego yapmış kişiler yüzünden siz trafikte saatlerce beklemek zorunda kalırsınız. Gerçekten acil bir hasta taşıyan ambulans yada itfaiye aracı asla gideceği yere vaktinde yetişemez.

Ülkemizdeki trafik sorunu ayrı bir çalışma gerektirmektedir ki, bu sorun konumuz dışında olduğu için kısa tutuyoruz.

Yukarıdaki trafik örneğini, kurallara uymanın medeniyet olduğuna atıfla verdik. Silah sahibi olmanın da medeni ve etik kuralları vardır. Bu kurallara uyararak gelecek nesillerimize örnek olabilirsiniz. Beşeri eğitim en etkili şekilde aile içinde verilir.

Tabancanızı almadan yada evinize işyerinize getirmeden önce aile bireylerinize yada iş arkadaşlarınıza küçük bir brifing verin. Onlara evde yada işyerinizde tutacağınız silahın ne amaçla tutulduğunu anlatın. Eğer kişisel olarak bir sakınca görmüyorsanız çocuklarınıza da mutlaka bu konu hakkında basit ve ayrıntıya girmeden bilgi verin. İşin en hassas kısmı burasıdır. Mümkünse evde sürekli muhafaza edeceğiniz tabancanıza -kesinlikle boş olarak ve emniyeti kapalı olarak- çocuğun, sizin kontrolünüzde bir kez temas etmesini sağlayın.

Tabancanın varlığı, eğer tek bir çocuğunuz varsa, çocuğunuzla sizin aranızda bir sır olabilir. Onlara silahın evde neden durduğunu basit ve detaya girmeden anlatın. Silahın bir oyuncak yada günlük sıradan eşyalar gibi olmadığını anlatın. Eğer evdeki bir silaha izinsiz olarak erişir yada kullanmaya çalışırsa, tüm ailesinin ve kendisinin çok üzüleceği sonuçların ortaya çıkacağını anlatın. Onlarla bu konuda büyük bir bireymiş gibi davranarak anlaşma yapın (çocuklar bu tür anlaşmaları severler).

Ancak bir çocuğa da asla güvenmeyin. Siz tedbirinizi elden bırakmayın. Evde bulundurduğunuz silahı, şarjörü(fişekleri) birbirinden tamamen ayrı yerlerde sadece sizin ulaşabileceğiniz, mümkünse kilitli bir yerde muhafaza edin.

Eşinize ve iş arkadaşlarınızı da benzer bir kural koyun. Sizin silahınızı, artık kendileri için bir seçenek kalmadığında, sadece can güvenliği (mal güvenliği değil!) söz konusu olduğu anlarda kullanması gerektiğini anlatın. Bir yakınınızın can güvenliğinin tehlikede olduğu durumlarda sizin silahınızı kullanması, hukuksal olarak anlayış çerçevesi içerisindedir.

Bu sebep dışında başka bir sebepten, sizin dışınızdaki her türlü kullanım sizin başınızı ve silahı kullanan kişiyi kesinlikle büyük bir belaya sokacaktır.

Silahınızı evde ve işyerinde gözden uzak bir yerde tutarken kesinlikle dolu olarak bulundurmayın. Eğer kuyumcu yada benzin istasyonu gibi riskli bir işyeriniz varsa zorunlu olarak silahınızı dolu tutabilirsiniz. Ancak silahın tutulduğu yerden çok kısa ayrılmalarınızda dahi silahınıza başkalarının da erişebileceğini aklınızdan asla çıkarmayın. Bu ihtimale göre tedbirinizi mutlaka alın.

Silahınızı tuttuğunuz yerlerin serin ve nemsiz olması gerekmektedir. Nem, silahın metal kısımlarında kısa sürede korozyona sebep olur. Direk güneş altında (özellikle Güneydoğu, Akdeniz bölgelerinde) bulunan bir dolabın yada kasanın içerisinde, polimer gövdeli bir silahı eritecek, deforme edecek sıcaklıklar oluşabilir.

Silahınızın bakımlarını periyodik olarak yapmalısınız. Temiz ve bakımlı bir silah her zaman doğru çalışacaktır.

Silah taşımak
Bir tabancayı layıkıyla taşımak, silah kültüründeki en önemli kriterlerden biridir.


Taşıma ruhsatlı tabancaların, bulundurma ruhsatlı tabancalardan farkı, onların halkın içerisine karışmalarıdır. Bu yüzden etik ve kurallar fazlasıyla çoğalır.

Kurallar ve etikleri sıralamadan önce şu sorunun cevabını vermelisiniz. Neden silah taşıyorum?

- Görevim gereği silah taşıyorum.

- Can güvenliğim için silah taşıyorum.

- Prestij (hava atmak) için silah taşıyorum.

- Aslında bir sebebi yok, ama herkes taşıyor diye ben de tedbir olsun diye taşıyorum.

Her ne sebeple olursa olsun silah taşımanın bir adabı vardır. Ancak bu işin adabından önce, toplum içerisinde silah taşımanın hukuki ve şahsınıza göre teknik kuralları vardır.

İşin hukuksal olarak kuralı, eğer bir güvenlik görevlisi değilseniz, taşıdığınız silahı asla teşhir olmayacak, belli etmeyecek şekilde taşımalısınız.

...
Teknik kuralı ise teşhir etmeden, belli etmeden taşıdığınız silahı tehlike anında, en kısa zamanda nasıl hazır hale getirmeniz gerekir?

Piyasada bolca koltuk altına ve kemere takılan silah kılıfları bulunmaktadır. Ancak bu kılıflar farklı ölçülerde üretilmektedir ve her kılıf her silaha uygun değildir.

Bir silah, av bayisine giderek farklı kılıfları deneyebilirsiniz. Satın alacağınız silah kılıfı, tabancanıza ihtiyacınız olduğu anda, size tabancanızı en kısa sürede vermelidir.

Dar bir kılıf tabancanızı çekmek istediğiniz anda size onu vermemek için nazlanır. Saniyelerin dahi önemli olduğu bir anda kılıfınızla cebelleşmek hiç istemeyeceğiniz bir durumdur.

Bu sebeple pazar filesi gibi, silahınızı anne şefkatiyle sarıp sarmalayan yumuşak bir kılıf iyi değildir. Kılıf sert, kalıplı ve tabancanın serbestçe girip çıkacağı türden olmalıdır. Ancak işi abartarak kesinlikle bol bir kılıf seçimi yapmayın. Kılıfın iç kısmındaki perçin yada sert plastik, metal kısımları açık olmamalı ve silahınıza girip çıkarken temas etmemelidir.

Ayrıca kılıf satın almadan önce, bir kronometre yardımı ile canlıların olmadığı güvenli bir ortamda solak olup olmama durumunuza göre silahınızı sağdan mı yoksa soldan mı daha rahat ve hızlı çektiğinizi, (Dikkat! eğer bu işlemi silahınızla yapacaksanız silah kesinlikle boş olmalıdır!) tecrübe edebilirsiniz.

...
Milletimiz genel olarak çeşitli sebeplerden dolayı hızla sabırsızlaşıyor ve tahammülsüzleşiyor. Ekonomik sebepler, kuralların uygulanmaması, denetlenmemesi, hukuk sisteminin ağırlığı, ailelerde ve okullarda beşeri ve sosyal eğitimlerin terk edilmesi, insanlarımızın birbirine karşı saygı ve sevgisini yitirmesine sebep oluyor.

Kuralların net olmaması, uygulanmaması ve denetlenmemesi yüzünden çoğu insan, kendi işlerine gelen kuralları bir şekilde zorbalıkla ve diğer kişilerin haklarını gasp ederek, uygulama yoluna gidiyor.

Tüm bu olumsuz etkenlerden sonra silah taşırken 4-5 kat daha fazla psikolojik efor sarf etmelisiniz. Küçük bir ağız dalaşına girdiğinizde yada birisi size doğru odunu yada meyve kasasını kapmış geliyorsa hemen silahınıza davranmamalısınız (TCK 21. Meşru Müdafaanın (Savunma) Şartları hükmü, Meşru Müdafaada Saldırı ile Savunma Orantılı Olmalıdır demektedir)

Saldırı ile savunma orantılı olmadığı takdirde meşru müdafaa hükümleri uygulanmaz. Savunmada aşırıya kaçılması halinde, fail ya haksız tahrik hükümlerinden ya da meşru savunmada sınırın aşılması hükümlerinden yararlanabilir. Örneğin, kendisine yumruk atan birini silahla vurup öldüren kişi meşru müdafaa şartları gerçekleşmediği için yalnızca haksız tahrik indiriminden yararlanabilir.

Bu yüzden hiç tartışmaya girmemek, oradan hemen uzaklaşmak daha akılcıdır. Eğer size saldıran ve tahrik eden kötü niyetli kişi yada kişiler sizin üzerinizde silah olduğunu biliyorlarsa, -siz bunu olay anında hiç belli etmeseniz dahi- sizi silah göstermekle suçlayabilirler. Bu tür bir iddia bile hakkınızda soruşturma açtırır. Tüm bunlardan dolayı ülkemizde silah taşımak ağır sorumluluk ve bilinç gerektirir.

Bir anlık korkaklığınız yada küçük düşürülmeniz, hayatınızı etkileyecek, belki de ömrünüz boyunca sürecek bir beladan iyidir.

Son günlerde ise sosyal medyada, silahlarının fotoğraflarını, yaptırdıkları gravürleri kaplamaları paylaşanlar, sağa sola ateş ederek video çekenler epeyce arttı. İşin kötüsü çoğu bunu hangi amaçla yaptıklarını dahi bilmiyor. Çoğu bir başkasından görüyor aynı davranışı tekrarlıyor. Sanki bir koyun sürüsü psikolojisi gibi bu paylaşımlar git gide artıyor.

Bu durumun pek çok sakıncası var. Öncelikle herkese diyorsunuz ki benim bir silahım var. Bu mesaj sizi kollayan düşmanlarınıza karşı ayaklarını denk almaları yönünden iyi bir mesaj olabilir. Ancak, sizde kalması gereken bir bilgiyi dışarıya veriyorsunuz. Eğer sizi kollayan kötü niyetli kişiler varsa onların taktik değiştirmelerine vesile oluyorsunuz.

Daha kötüsü sosyal medyada silah resimleri paylaşılan tüm guruplar, sayfalar ve sosyal medya hesapları (Facebook, Instagram ve Twitter) arkasında istisnasız illegal bir yapılanmanın olmasıdır.

Kimse sosyal medya hesabının altında, milletin tabancasını göreyim diye oturup vaktini harcamaz. Bu sebeple Facebook sayfası yada gurubu kurmaz. Asıl amaç oltalamaktır. Yasadışı silah satmaktır. Yada yasadışı silah arayan, satın almak isteyen sazanları avlamaktır.

Ayrıca sizden sonra gelecek nesile, sebepsiz yere silah teşhirini ve diğer yaptıklarınızı normal bir davranışmış gibi lanse ederek kötü örnek olursunuz.

Yukarıda trafik kurallarından bahsettiğimiz paragrafta ve şimdi aşağıda bahsettiğimiz paragrafı birleştirip çok önemli bir konuya değinmeden yazıyı tamamlamak olmaz.

Düğünlerde, asker uğurlamalarında patlatılan silahlar tam anlamıyla rezilliğin ve cahilliğin level atlamış halidir.

Hele ki bunu, bir yolu kapatıp yapanlar rezillikte, cahillikte, saygısızlıkta, medeniyetsizlikte tavan yapmış kişilerdir.

Bu yaratıklar bir otobanda yada çevre yolunda,saatlerce garip sesler ve hırıltılar çıkararak bir ambulansın yada uçağına yetişmeye çalışan bir yolcunun yolunu saatlerce kapatabilir. Bu yaratıklar için o anki en önemli şey, hatta dünyanın dönmesinin sebebi olan şey, o anki çıkardıkları seslerdir. Kim daha çok böğürür yada ses çıkartırsa, en erkek o olacaktır.

Ancak devletin, silah verirken silah ruhsatı verdiği kişideki bu yaratık potansiyelini görmesi mümkün değildir. Bunu devletin kendisi de bilir ancak önlemek için nedense hiç bir şey de yapmaz.

Ülkemizde silah eğitimi diye bir şey yoktur.

Devlet silah ruhsatı vermeden önce kişiye eğitim vermelidir. Ancak bunu trafik eğitiminde -sonuçlarını gördüğümüz gibi- yaptığı gibi denetimsiz salla pati yapmamalıdır.
Trafik kurallarında da olduğu gibi silah kurallarında da, saygı ve bilinç ön sıradadır. Eğitim ezberletmekle değil, çevreye, topluma, saygı ile başlar. Eğer saygıyı, hak ve hukuku,bu olguları istismar etmeden öğretirseniz, zaten toplumdaki diğer arıza bireylerin, toplumun geneline bakarak o şekilde davranmaktan başka seçeneği kalmayacaktır.

Gelişmiş medeniyetlerde eğitim basitçe böyledir. Kuralı koyar, uygular ve uygulamayı sürekli kontrol altında tutarsınız.

Türkiye’de babasının tarlası gibi rahatça hareket eden bir göçmen yada sığınmacı, Avrupa yada Amerika’da kuzu gibidir. Başını kaldıramaz. Oysaki yediği içtiği değişmemiş hatta daha da kötüsü bir kampta yada ahırdan bozma yerlerde tutsak gibi her an sınır dışı edilme korkusuyla yaşamaktadır.

Bunun sebebi o toplumlarda kuralların kesin ve uygulanıyor olmasıdır. Toplumdaki kuralların dışında gerçekleşen çok küçük aykırılıklar dahi fark edilir ve anında müdahale edilir.

Tüm bu cümlelerden özetle silah sahibi iken istisnasız etik ve saygı kurallarına uymalısınız. Çocuklarınıza da bu yönde ilk eğitimi siz vermelisiniz. Yanlışı yada doğruyu onlara siz göstermezseniz, bir başkasından görür ve ortaya şu olasılık çıkar;

Murphy yasası;

“Bir şeyin ters gitme olasılığı varsa, ters gidecektir. Üstelik bu olası en kötü zamanda gerçekleşecektir.”
Tanrı Türk'ü korusun..!
Cevapla

“Genel Silah Konuları” sayfasına dön